Kayıtlar

Osho ve Vahşi İktidarlar

Resim
  bilgiyi zorbalığın için kullanırsan bu hiroşima yaratır. bilgiyi iyi bir şey için kullanırsan thomas more’un ütopyasını yaratırsın. bilgi kiminin elinde demokles kılıcıyken, kiminin elinde insanlığın kurtuluşudur. ‘yemek yemek için çakmakla ocağı yakarsın, aynı çakmakla evini ateşe verebilirsin’ tanrı enki, tanrıça iştar’ın 104 me’sini elinden aldığından bu yana bilgi otoritenin tekelinde sürüp gitmiştir. yer yer başkaldırılar olsa da sümer rahip devletinden günümüz ulus devletlerine değin devam etmiştir. devlet ve devleti ayakta tutan mekanizmalar kendisine tehdit olarak gördükleri her oluşumu mümkünse sindirmek, mümkün görünmediği yerde de kaba savaş mekanizmasını devreye sokarak ortadan kaldırmak için uğraşır. sünni emevi anlayıştan ayrı duran, paylaşımcı kültürü önceleyen karmatiler, hz osman’a karşı duran ebuzer gifari, zeus’a karşı duran prometheus… her bir kıvılcımın ortak ideası kendi özgürlüğünü, kendi adil dünyasını yaratmaktı. tarihe en büyük terörist olarak yazılan da...

Postman Blues Filmi Özelinde Sinematik Seyir

Resim
“Geleceğin sineması hangi malzemeden yoğrulacaktır, bundan hala emin değiliz.”  Tarkovskinin bu tereddütü günümüz sinema dünyası için kaotik bir sonuca evrilmektedir. Gelişen teknolojiye hapsolan hikayeler, kurgular tereddütü büyütmek bir yana   imha etmiş durumda. Kendini durgunluğundan yaratan senaryolar yerini kitlelerin arzularına bırakmaktadır. Marvel evreninden, Walt disney piyasasından, Kore'den gezegene yayılan Squid Game, sinemanın yoğrulma biçimine müdahale ederek kendini varetti. Federico Fellini'nin “Sinema bir mucize gibi, çünkü hayatı, anlattığınız şekliyle   yaşayabiliyorsunuz.' deyişini güncel yapıtlarda gördüğümü söyleyemem. Zaman içerisinde izleme şansı bulduğum birkaç örnek var ki etkisini hala hissediyorum tam da Fellini'nin bahsini açtığı o doğal akış tekniğini her karesinde hissedebileceğiniz filmler. Wong Kar-Wai'nin In the Mood For love yapıtında bunu görmek mümkün. Ağırlaşan sahneler hızla tükenen insan ilişkilerine bir mesaj nite...

Freud-Anna-Melanie Klein Savunması

Resim
  Sigmund Freud- Cinsel eğitim eksikliğinin sonucu olarak küçük erkek çocuğu para karşılığı cinsel ilişkiye giren kadınların varlığını ve de bu tip kadınların hor görülmesi gerektiğini aynı anda öğreniyor. iki duygu akımının, şefkat ve cinselliğin eşit bir şekilde kaynaşmadığı insanlar pek kaliteli bir aşk yaşamına genellikle sahip olamıyor. Ruhsal yetersizlikten kaynaklı… Sevdikleri zaman arzulayamazlar, arzuladıkları zaman sevemezler. Biz, hastanın unutulmuş yıllarını yansıtan bir resmin peşindeyiz; öyle bir resim ki hem güvenilir olacak hem de hiçbir önemli öğeyi dışarıda bırakmayacak . Oğlan çocuğu,   babasının sevgi nesnesi olarak annesinin yerini almayı da ister ve bu durum bizim ‘ kadınsı tutum ’ olarak tanımladığımız bir durumdur. Cinsel eğitim” eksikliğinin sonucu olarak küçük erkek çocuğu para karşılığı cinsel ilişkiye giren kadınların varlığını ve de bu tip kadınların genel olarak hor görülmesi gerektiğini aynı anda öğreniyor. Bu hor görme onun için o ka...

Miss Potter ve Enid Blyton filmlerine dair

Resim
  ‘Hayatımızı belirleyen serüvenler birkaç kelime ile başlar’ Helen Beatrix Potter’in yaşamı da böyle gelişmektedir. Kadınlar özelinde baskının her alanda hissedildiği Kraliçe Viktorya döneminde kendi ayakları üzerinde durmak için çaba sarfeden, akranları gibi evlilik düşü kurmayan onun yerine düş dünyasında yarattığı hayvan karakterleriyle çocuk öyküleri yazan Beatrix Potter, ailesinin tasvip etmemesine rağmen bir anda çok satan bir kitabın yazarı olacaktır. Bu durum onda yazmanın artık   vazgeçilmez bir edim olduğunu, kendisinin artık bir yazar olduğunu kanıksamasına neden olacaktır. Akabinde ailesinin istemediği birine aşık olması Beatrix Potter’in hayatını tamamen değiştirecektir. Bu durum onun aileden kopuşuna neden olacak ve daha özgür, daha bağımsız bir alanda çalışmasını sağlayacaktır. Virginia Woolf’un kadınlar için yazdığı ‘ kendine ait bir oda’ mottosu, Beatrix için bir eve dönüşecektir, üstelik baskıcı, otoriter bir dönemde bunu yapacaktır. Yine ayn...

Abdullah Aren Çelik - Yediler Teknesi

Resim
 Kitabın girişiyle beraber gerilimi ensemizde hissettiğimiz, gelişme bölümünde kanın, kemiklerin üzerine sıçradığı, nehirdeki dalgaların arasında insanın ruhunun çekildiği, her karakterin bir arayış içerisine girdiği uzun soluklu bir roman Yediler Teknesi.   İçindeki yolcu sayısından ismini alan bu romanı ilginç kılan ana gövdesinin insan kemiklerinden yapılmış olmasıdır. Bu tüyler ürpertici fikir romanın ana karakteri Eyüp’ün aklına gelmiştir. Kitabın başından son anına değin iyi insan diye zihnimize işlenen Eyüp’ün aslında göründüğü gibi biri olmadığını, son bölümde oğlunun bıraktığı mektuptan anlıyoruz. Tümevarım metoduyla yazılan bu roman, ruhunu, kalbini mutluluğa açan insanların düşlerinde yarattığı o ülkeye gitmesinin yolculuğunu anlatmaktadır. Kitabın giriş bölümünde hortlak gören Eyüp, Ahmet Boz isminde biriyle konuşmaktadır. Yazarın daha önce yazdığı Kandan Adam romanının ana karakteri olan Ahmet Boz ensesinden vurulmuş, faili meçhul bir emniyet mensubudur. Ahmet B...

Karartının Gölgesindeki Şeffaflık

Resim
Köşe başlarını seçen Dostoyevski'nin ruh hali içerisindeyim. Odanın en köşesi, otobüsün, sokağın en dibindeyim. Dündendir değil yıllardır böylesin diyor içimdeki Öteki. Barok ahengiyle dolu bir binanın önünden geçiyorum, yetmişlerden kalma bir çatı katına doğru. Cebimde Balzac’ın tanrı katına dek uzayan betimlemeleri, kulağımda sürgün serencamı Shams ezgisi. Elimde roka, mantar, baharatlar… İçimde kurduğum Engizisyon yanlışlarımı cezalandırıp duruyor. Yarınım Tarkovski'nin herhangi bir filminin  çekimi gibi gözümün önünde beliriyor. Yavaş, yavaş, ve daha yavaş. Herkese ruhumun bahçesini açmaktan ve herkese zaman harcamaktan yorul artık diyorum kendime. Yorul ki içindeki kum saati dursun. Dursun yeniden çevirebilmek için.Yeniden başlayabilmek için güne. Vurgusu kayan şiirler oku, Proust'tan saatlik paragraflar, sonra hepsini yumak yapıp genzine sıkıştır. Nefessiz kal divana uzanıp, içindeki Ötekinin hastası ol. O seni dinlerken, sen onu etkide bırak. Onun suskunluğu ...

Jo March ve Pervin

Resim
GENÇ KIZ KALBİ İLE KÜÇÜK KADINLAR ARASINDA BİR MONOLOG Pervin hayalindeki İstanbula kavuşmak istemektedir, Jo March dünyanın başkenti olarak görmektedir Avrupayı. İkisi de yeni bir hayatın, merakın içinde debelenmektedir. Pervin şiire tutkulu iken, Jo March öyküler yazarak hayatını idame ettirmektedir. Pervin İstanbula amcasının yanına gitmeyi başaracaktır. Jo March da New york’a gidip bir çok yerde çocuk bakıcılığı yapacak beri yandan içindeki yazma arzusunu da sürdürecektir. Yaşamdaki tek gayesi yazmak olan Jo March’a karşın Pervin’in ise gayesi bu koca İstanbulda sabahlara değin muhabbet edebileceği sevebileceği zarif birini bulmaktır. Pervin bunu şöyle ifade etmektedir;   Sevmek için en evvel lazım olan şey ruhların yakınlığıdır; bu ise ne görücülerin ne kadar tecrübeli, ne kadar incelemiş olurlarsa olsunlar aracılıklarıyla, ne de karşıdan sersemlikle, belki hoşça bulunan bir erkekle yapılan âşıklıkla mümkündür. Bunun için uzun konuşmalar, söyleşmeler, derin incelemeler l...